YÜCE YÜREK HAYALETİ'NİN KEHANETLERİ

Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda 3. kitapta Arya ve Kardeşliğin bir mağarada buluştuğu Yüce Yürek Hayaleti (Ghost of High Heart)'nin kehanetlerine ve anlamlarına değineceğim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

Alevli Kalbi Olan Gölge

"Rüyamda altın bir geyiğin, alevli kalbi olan bir gölge tarafından katledildiğini gördüm."

Bu sahne açıkça Stannis'in gölgesinin Renly'yi öldürmesinden bahsediyor.

Suratsız Adam

"Sallanan bir köprünün üstünde bekleyen suratsız bir adam gördüm. Kanatlarından deniz yosunu sarkan boğulmuş bir karga adamın omzuna tünemişti."

Bu cümle ise Euron Greyjoy'un abisi Balon Greyjoy’u bir köprüde öldürtmesini anlatıyor. Suratsız adam ise aslında Balon Greyjoy değil Euron Greyjoy çünkü Euron aslında Çok Yüzlü Tanrı'ya inanıyor ve abisini Yüzsüz Adamlar'ın yardımıyda öldürüyor.

Leydi Stonehearth

"Köpüren bir nehir ve balığa dönüşen bir kadın gördüm. Cansız bedeni suda sürükleniyordu, yanaklarında kırmızı gözyaşları vardı ama göz kapakları açıldığında, ah, korkuyla uyandım."

Bu cümle direkt olarak Catelyn Stark'ın öldürülüp nehre atılması, ölürken oğlu Robb'un ölümü yüzünden gözyaşları içinde olduğu ve sonrasında dirilmesinden bahsediyor. Eğer kitabı okuduysanın sizin de bileceğiniz gibi Catelyn Stark öldükten 3 gün sonra Kardeşlik tarafından bulundu ve Beric Dondarrion'un onu diriltmesiyle Leydi Stonehearth (Leydi Taşkalp) ünvanını aldı.

Kehanet yapıldığı sırada orada olan Arya Stark ise elbette annesinin ölümünü dinlediğinde bi haberdi.

Yağmurda Uluyan Kurt

“Rüyamda yağmurda uluyan bir kurt gördüm, ama kimse yasını duymadı."

Buradaki kurt sözcüğünün iki ihtimali var;

1. Robb'un Ulukurdu Gri Rüzgar

Starklar öldürülürken Gri Rüzgar avludaydı ve avluda da yağmur yağıyordu. Ayrıca herkes ölünce yasını tutacak kimse de kalmamıştı.

2. Arya Stark

Arya Kızıl Düğün sırasında kaleye girip ailesini kurtarmaya çalışıyordu. Sandor Clegane onu bayıltana kadar çığlıklar atarak kaleye girmeye çalışıyordu. Sonrasında Arya uyandı ve Sandor'un onu çoktan oradan götürdüğünü fark etti. Ve elbette kimse onun orada olduğunu bilmiyordu, kimse onunla beraber yasını tutmadı.

Jinge Bell

"Rüyamda öyle bir çınlama duydum ki, kafam patlayacak sandım, davullar, zurnalar, borazanlar ve çığlıklar, fakat küçük çanların çıkarttığı ses en üzücü olandı.“

Çınlama diye bahsedilen katliam sırasındaki gürüldü ve kargaşa. Küçük çanlar ise Jinge Bell isimli soytarıyı sembolize ediyor. Bu soytarı aslında Walder Frey'in 50 yaşındaki engelli torunu. Jinge Bell, Robb Stark öldürülmeden önce Catelyn Stark tarafından rehin alınıyor ve Robb öldürülünce Catelyn de Jinge Bell'i öldürüyor.

Jinge Bell'in bununla bağlantısı ise taktığı şapka ve uçundaki küçük çanlar ve o çanların çıkardığı üzücü ses.

Saçında Mor Yılanlar Olan Bir Bakire

"Bir ziyafette, saçlarında mor yılanlar olan bir bakire gördüm, yılanların dişinden zehir damlıyordu. Sonra rüyamda o bakireyi bir kez daha gördüm, kardan inşa edilmiş bir kalede bir devi katlediyordu."

Saçlarında mor yılanlar olan bakire Joffrey'nin düğünündeki Sansa. Mor yılanlar ise Sör Dontos'un ona verdiği mor amethyst taşından yapılmış saç filesi. Saç filesinde zehir olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. (Saç filesi dizide mavi bir kolye olarak kullanılmıştır.)

Asıl ilginç kısım ise Sansa'nın kardan inşa edilmiş bir kalede bir devi katledecek olması. Kardan inşa edilmiş kale denince aklıma ilk Sur gelse de Sur bir kale değil. İkinci ve en mantıklı seçenek ise kalenin Winterfell olması.

Peki ya dev? Bunun hakkında pek bir fikrim olmasa da ben dev kelimesinin bir sembol olduğunu düşünüyorum, gerçek bir dev değil.

Çözemediğim tek cümle de işte bu son cümleydi.

Okuduğunuz için teşekkürler. Aşağıdan yorum bırakabilirsiniz ve kendi fikirlerinizi benimle paylaşavilirsiniz.